Â
Güncelleme 24.04.25
Â
Dr. Arslan KARAGÜL
Emekli Öğretim Üyesi
Â
Â
SÜPERVİZYON ve İNTERVİZYON
İnsana hizmete odaklı profesyonellikte yeni bir öğrenme ve gelişim metodu
(Hollanda örneği)
Â
Şekil:1. Süpervizyonda iki kademede üçlü uyum modeli
Â
Â
Â
Â
İçindekiler Tablosu
ÖNSÖZ 6
Süpervizyon ve intervizyonun kısa tanımı 7
Giriş: Temel sorun, içerik, ihtiyaç ve amaç 10
Süpervizyon ve süpervizörlük kavramları 10
Türkiye’de süpervizyon ve intervizyon eğitimi 11
Süpervizyon ve intevizyonda öğrenme yöntemi 12
Genel ve özel süpervizyon  13
Çalışma şekli ve amaç 13
Şahsi amaç 14
Tarihi ve mesleki görev 15
I.    Bölüm: SÜPERVİZYON VE İNTERVİZYON  17
1.1.  Tanım: Süpervizyon nedir? 17
1.2.  Süpervizyon çeşitleri 19
1.2.1. Akademik ve mesleki süpervizyon  19
1.2.2. Genel ve özel süpervizyon  19
1.3.  Süpervizyonun temel özellikleri 21
1.3.1. Amacı 21
1.3.2. Şartı: 21
1.3.3. Metodu: 21
1.3.4. Temel ilkesi:Â 21
1.3.5. EÄŸitim ÅŸekli:Â 21
1.3.6. Süre ve birliktelik aralığı: 21
1.3.7. Süpervizyonda malzeme  21
1.3.8. Çalışma şekli 22
1.4.  Süpervizyonda özel isimlendirmeler (hitap şekilleri) 24
1.5.  Batı’da süpervizyon tarihi 24
1.6.  Hollanda’da modeli süpervizyonun tarihi gelişimi 25
I. Dönem: Başlangıç dönemi (1947-1965) 25
II.Dönem: Gelişim dönemi (1965-1972) 26
III. Dönem (1972-1994): İstikrar dönemi (stabilizasyon safhası) 26
1.7.  Ülkesel farklılıklar: Kısa bir mukayese  27
1.8.  Hollanda modeli süpervizyon ve süpervizörlük  27
1.9.  Eğitim süpervizyonundan kurum süpervizyonuna  28
1.10. Hollanda tipi Süpervizyonun koçluk, terapistlik gibi mesleklerden farkı 29
1.10.1. Üç çizgi 29
1.10.2. Süpervizörlük ve koç’luk farkı 30
1.10.3. Süpervizörlük ve terapistlik farkı 31
1.10.4. Süpervizörlük ve mentörlük (iş veya staj rehberliği) farkı 31
1.11. Süpervizyonda öğrenme 34
1.11.1. Öğrenme nedir ve nasıl gerçekleşir? 34
1.11.2. Belli başlı öğrenme ve gelişim teorileri 35
1.11.2.1 Uygulayarak ve uygulamak için öğrenme teorisi (Dewey) 35
1.11.2.2 Davranışçı Öğrenme ve Gelişim Teorisi (Pavlov ve Skinner) 35
1.11.2.3 Bilişsel Öğrenme ve Gelişim Teorisi (Piaget ve Vygotsky) 36
1.11.2.4 İnsancıl (Hümanist) Öğrenme ve gelişim Teorisi (Rogers ve Maslow) 37
1.11.3. Sosyal Öğrenme ve Gelişim Teorisi (Bandura) 39
1.11.4. Deneyim merkezli öğrenme ve gelişim teorisi (Kolb) 39
1.11.5. Kolb'un deneyimsel öğrenme teorisi ve öğrenme stilleri (tarzları) modeli 39
1.11.6. Değişik öğrenme tarzlarının olumlu ve olumsuz yönleri 47
1.11.7. Değişik öğrenme tarzlarının değişebilirliği 48
1.11.8. Süpervizyonda öğrenme tarzı özelliklerine dikkat etmenin önemi 49
1.11.9. Süpervizör için öneriler 50
1.11.10. Süpervizyonda öğrenme nedir? 51
1.11.11.     Öğrenme ve gelişimde Kessel’ın üç yol modeli 51
1.11.12.     Bir mukayese: 55
1.11.13.     Süpervizyon ve danışmanlıkta ‘yardım’ anlayışı 56
1.11.14.     Süpervizyonda temel öğrenme ve gelişim modelleri 57
1.11.15.     Süpervizyonda iki kademede üçlü uyum modeli 57
1.11.16.     İki kademede dörtlü uyum modeli 59
1.12. Süpervizyonda farkındalık 62
1.12.1. Süpervizyonda diğer öğrenme ve gelişim modelleri 63
1.12.2. Kendini tanıma ve geliştirmede dini (İslami) model: 65
1.12.3. İnsanlar arası iletişim ve ilişki modeli: Leary gülü  66
1.12.4. Temel niteliklere bağlı Ortayol Bulma Modeli 71
1.12.5. Refleksiyon nedir? 74
1.12.5.1 Süpervizyon ve refleksiyon  74
1.12.5.2 Refleksiyon nasıl yapılır? 75
1.12.5.3 Spervizyon ve intervizyonda refleksiyonun amacı: Bilinçlenme ve gelişim. 76
1.12.5.4 Refleksiyonun ÅŸekli 77
1.12.5.5 Refleksiyon, değerlendirme ve takıntı 77
1.12.5.6 Takıntı (obsesyon) ve refleksiyon farkı 78
1.12.5.7 Refleksiyon çeşitleri 79
1.12.5.8 Kısa bir değerlendirme  80
1.12.6. Sonuç 81
1.13. İntervizyon nedir? 81
1.14. İntervizyon ve süpervizyon farklılıkları 83
1.15. İntervizyonda yapılanma  84
1.16. İntervizyonda çalışma safhaları (zamanlamada dakiklik) 87
1.17. Geçici koordinatörün çalışma safhaları 88
1.18. İnterviyonda koordine, kontrat ve tüzük  90
1.18.1. İntervizyonda çalışma kontratı 90
1.18.2  İntervizyon tüzüğü  92
1.19. Metodik çalışmanın önemi 93
1.20. İntervizyonda kullanılan değişik metotlar 93
1.21  İntervizyonda kullanılan metotların özellikleri 94
1.21.1. Beş-adım metodu  94
1.21.2. On adım metodu  95
1.21.3. Dedikodu metodu  96
1.21.4. Balint-metodu  97
1.21.5. Vaka metodu  98
II.    Bölüm: MANEVİ BAKIM HİZMETLERİ (MBH) ve SÜPERVİZYON  102
2.1.  Manevi Bakım Hizmetleri nedir, ne değildir? 102
2.1.1. İsim ve içerik: 102
2.1.2. Çağdaş Manevi Bakım ve Danışmanlığın tarihi gelişimi 103
2.1.3. Çağdaş Profesyonel Manevi Bakım ne değildir? 104
2.2.  Kapsam ve organize  105
2.3. Kavramsal geliÅŸim ve deÄŸiÅŸim 106
2.3.1 Manevi destek 106
2.3.2. Manevi rehberlik 106
2.3.3. Manevi danışmanlık 106
2.3.4 Manevi yardım 108
2.4.  Profesyonel manevi danışmanlık uygulamaları nasıl yapılır? 108
2.4.1. Manevi terapi nedir? 111
2.4.2. Manevi Terapinin Temel Özellikleri: 111
2.4.3. Manevi (Sohbet) Terapi Nasıl Yapılır? 112
2.4.4. Manevi Terapinin Faydaları: 112
2.4.5. Manevi Terapi ve (seküler) Psikoterapi Arasındaki Farklar 113
2.5.Manevi Bakım Hizmetleri ve süpervizyon tarihi 118
2.6. Manevi Bakım Hizmetlerinde süpervizyon ve intervizyonun önemi 119
2.7. Ayna tutmak 119
2.8 Manevi Bakım Hizmetlerinde profesyonellik 120
2.8.1. Genel anlamda profesyonellik 120
2.8.2. Manevi Bakım Hizmetlerinde profesyonellik ve önemi 120
2.9. Manevi Bakım Hizmetlerinde ABD ve Avrupa farkı 122
2.9.1. DEGERLENDİRME  124
2.10. MDR EĞİTİMİ VE SÜPERVİZYON  126
2.10.1. Başlangıç eğitimi ve süpervizyon  126
2.10.2. Temel stratejiler 130
2.10.3. BİLGİ-BECERİ-BİLİNÇ (3-D formülü) 130
2.10.3.1     BİLGİ: Teorik bilgi 131
2.10.3.2     BECERİ: Pratik beceriler 131
a) Kişilerarası iletişim becerileri 131
b)    Bazı iletişim hataları 132
c)    İletişim becerileri ve profesyonel ikili konuşma teknikleri 133
d)    Manevi danışmanlıkta profesyonel ikili konuşma (sohbet), tartışma ve ikna farkı 133
e)    Manevi (sohbet) terapide konuşma safhaları 135
2.10.3.3     BİLİNÇ: Tutum ve davranışlarda bilinçlenme  138
2.10.3.4. Bilinçli tutum ve davranış tablosu  139
2.10.4. Drama üçgeni nedir? 140
2.11. MBH/MDR İHTİSAS EĞİTİMİ ve SÜPERVİZYON  141
2.11.1. Manevi gelişim ve olgunlaşma  141
2.11.2. HAYAT MERDİVENİ manevi gelişim ve olgunlaşma basamakları 141
2.11.2.1 Kişisel manevi-gelişim basamakları 143
2.11.2.2 Mesleki manevi-gelişim basamakları 146
2.11.2.3 Sosyal manevi-geliÅŸim merdiveni 147
2.11.3. Manevi olgunlaşma  147
2.11.4. Değerlendirme  148
2.11.5. Seküler (manevi) gelişim ve dini (İslami) manevi gelişim tavsiye farkları 149
III.   Bölüm: SÜPERVİZÖRLÜK EĞİTİMİ 152
3.1.  Süpervizörlük eğitimi nedir? 152
3.2.  Süpervizörlük becerileri 153
3.3.  SÜPERVİZÖRLÜK EĞİTİMİ DEĞERLENDİRME KRİTERLERİ 154
Sonuç önerileri: 155
EKLER: 157
EK 1: AKADEMİK VE POST AKADEMİK EĞİTİM PROGRAMLARI 157
I.     Genel süpervizyon eğitimi. 157
II.    Genel süpervizörlük eğitimi. 157
3.    MDR mesleki formasyon ve süpervizyon (mfs) başlangıç eğitimi (Lisans üstü). 157
4.    MDR Mesleki formasyon ihtisas eğitimi ve süpervizyon (MFİ). 157
5.    MDR süpervizörlük eğitimi. 157
6.    İntervizyon koordinatörlüğü. 157
Kısaltmalar 163
·     Kullanılan literatür listesi 164
Â
Â
Â
Â
Â
Â
Â
Â
Â
Â
Â
Â
Â
Â
Â
Â
Â
Â
ÖNSÖZ
Â
GÖZ
Göz kendini görmüyor
Aynaya bakmayınca
İnsan kendin bilmiyor
Bir şimşek çakmayınca
(A.K.)
Â
Hayat baştan sona bir öğrenme ve gelişim yolculuğudur. Süpervizyon ve intervizyon da etkili bir öğrenme ve gelişim metodudur. Bu kitapta bu metodun teori ve pratiği genel ve özel şekliyle Hollanda örneğinde ele alınmıştır.
Temel kural: Kötü iyi, iyi daha iyi, zayıf kuvvetli, kuvvetli daha kuvvetli olabilir. Kötülük kötülüğü, iyilik iyiliği doğurur. Akıllı insanlar daha kötüye gidebilecek bir durumu daha iyiye götürebilenlerdir. Süpervizyon ve intervizyon eğitimi de insana hizmete yönelik profesyonel mesleklerde daha iyi bir fonksiyon gösterebilmek içindir.
Â
Süpervizyon ve intervizyonun kısa tanımı
Â
Batı’da ‘süpervizyon’ kısaca, bir süpervizör (üst-danışman) eşliğinde iş tecrübesi üzerine refleksiyon yaparak ‘öğrenme’ olarak tanımlanmaktadır. Burada öğrenmeden maksat tutum ve davranışlarda değişimi ve dolayısıyla gelişim ve olgunlaşmayı öğrenmedir. Bizim geleneğimizde buna kişinin kendini murakabe (gözetim) ve muhasebeye (özeleştiriye) tabi tutarak geliştirmesi (terbiyetü’n-Nefs) denilir. Bunun yolu da başta kişinin kendini (iyi veya daha iyi) tanımasından geçmektedir (marifetün-Nefs). Bu öğrenmede aktif olması gereken, kişinin kendisidir. Süpervizör ona sadece ayna tutmakta ve kendini daha iyi tanımasında yardımcı olmaktadır. Ayna tutmada önemli olan öncelikle düz bir aynanın tutulması, bakmada önemli olan dikkatli bakılmasıdır. Düzgün olmayan ayna doğru gösteremeyeceği gibi dikkatli bakmayan da doğru göremeyecektir. Bu bakımdan ancak düzgün bir aynaya dikkatli bakabilen gözler kendini görebilecek ve tanıdığı anda da kafasında bir şimşek çakabilecektir. İntervizyon da eşit statüde meslektaşlar arasında yapılan bir çeşit süpervizyondur. Süpervizyon ve intervizyonda bütün mesele bu şimşeği çaktırabilmektir. Bunu öğrenmenin de öğretmenin de birtakım yöntemleri vardır. Elinizdeki bu kitapta genelde bu yeni öğrenme yöntemleri tanıtılmaktadır. Özelde ise bu eser kendi uzmanlık alanımız olan, resmi kurumlarda profesyonel Manevi Bakım Hizmetleri: Manevi danışmanlık, destek ve rehberlik alanında çalışanlar için bir çeşit el kitabı olarak düşünülmüştür. Çünkü onlar hem genel, hem de özel süpervizyon ve intervizyondan almak ve vermek durumundadırlar. Bu nedenle bu çalışmada genel ve özel süpervizörlüğe de (III.bölümde) kısaca yer verilmiştir.
Bu amaçla konu edindiğimiz ve yeni dediğimiz süpervvizyon ve intervizyonla öğrenme ve gelişim metodu Batı’da en az yarım yüzyıldan beri bilinmekte ve uygulanmaktadır. Türkiye gibi halkının çoğunluğu Müslüman olan ülkelerde ise kısmen tıp ve psikoloji alanında (özel süpervizyon olarak) uygulansa da Manevi Bakım Hizmetleri sahasında hemen hemen hiç bilinmemekte ve uygulanmamaktadır. Uygulanmamak bir yana, süpervizyon deyince ilk akla gelen şey bizim burada kastettiğimiz mesleki süpervizyondan tamamen farklı bir süpervizyon şeklidir.
Türkiye’de bu sahada var olan uygulamalar, bazı üniversitelerdeki örneğin, manevi destek, danışmanlık ve rehberlik (MDR) dersleri gibi teorik derslerle ilgili birkaç günlük veya haftalık hizmet içi mesleki formasyon uygulamalarıdır. Bu uygulamalar bu kitapta ele alınan mesleki süpervizyon ve intervizyon uygulamalarını kapsamamaktadır. Çünkü Batı’da verilen süpervizyon ve intervizyon eğitimi belli bir süre ve zaman aralığında, belirli sayıda kişi ve gruplarla bir araya gelinerek, düzenli yazılan refleksiyon raporları üzerine geniş analizlerle yapılan bir ‘öğrenme’ ve gelişim sürecini içermektedir. Bu da belirli bir zaman, mekân ve imkân meselesidir. Bu şartlar dahilinde ‘öğrenme’ değişim, değişim gelişim, gelişim ise olgunlaşma demektir. Bunların -sırasıyla- biri olmadan diğeri olamamaktadır.
Bize göre bu çalışmada ele alındığı şekliyle mesleki süpervizyon ve intervizyon (S&İ) insana hizmete yönelik her profesyonel meslek çalışanı için olduğu kadar profesyonel manevi destek, danışmanlık ve rehberlik hizmetinde bulunanlar için de büyük bir ihtiyaçtır. Bu eser de temelde bu ihtiyaca bir nebze cevap verebilmek amacıyla uzun bir tecrübeden sonra kaleme alınmış bulunmaktadır. Şahsen bu yeni öğrenme ve gelişim metodundan benim, 1983 yılında, hasbelkader, gittiğim Hollanda’da ancak doktora çalışmamı yeni bitirdiğim yıllarda (1994) haberim oldu. Halbuki bu yeni metot ABD’de 1950’lerde uygulanmaya başlamış, 1960’lı 70’li yıllarda Avrupa’da yaygınlaşmış bulunmaktaydı.
Öğrenme ve gelişimde böyle etkili bir metodu Hollanda’da uzun yıllar eğitim ve araştırmayla meşgul olduğum halde önceden hiç tanımadığım, duymadığım için oldukça yakınmıştım. Çünkü süpervizyon ve intervizyon deyince herkes gibi ben de bunun bir iş veya akademik çalışma kontrolünden ibaret bir şey olduğunu sanıyordum. Bunun böyle olmadığını o yıllarda katılma fırsatı bulduğum süpervizyon ve intervizyon eğitimi esnasında anladım ve bu benim için meslek hayatımda gördüğüm en heyecanlı bir öğrenme ve gelişim tecrübesi oldu. Bu tecrübe sayesinde öğrendiklerim özel hayatımda da bana daima yol gösterici oldu. Halen de bununla meşgul olmanın zevkini tatmaktayım ve bu zevki meslektaşlarıma da tattırmanın gayreti içindeyim. Şimdi iyi ki böyle bir eğitime o zaman katılmışım diyorum. Çünkü her şey zamanında önüne çıkan bir fırsatı değerlendirme meselesidir. Hiçbir işte emek olmadan yemek de olmamaktadır. Nitekim o günlerde bu eğitime katılmadan önce etrafımda bu yeni tip öğrenme ve gelişime dayalı süpervizyon ve intervizyon kursunu takip etmiş olanların kursu takip ettikten sonraki tecrübelerinden sitayişle bahsettiklerini görünce konu ilgimi çekmişti. Buna derhal ben de katılmak istedim. Ancak gördüm ki bu kurslar oldukça pahalı kurslar idi. ‘Sorun yok, sen müracaat et, çalıştığın kurumun personel geliştirme bütçesinden ücreti ödenir’ denildi. Öyle de oldu.
 İki haftada bir gün, iki yıl devam eden bu kurslara, kimi sosyal, kimi psikolojik danışman, kimi de eğitimci olan 12-13 kişilik bir gruba tek Müslüman ilahiyatçı olarak, katıldım. Bundan önce de Manevi Bakım Hizmetleri konusunda üç aylık bir (yatılı) Mesleki Formasyon ve Süpervizyon kursuna katılmıştım. Ama bu daha çok o mesleğin süpervizyon eğitimiyle ilgili özel bir süpervizyon idi. Bundan sonra katıldığım iki yıllık süpervizörlük kursu ise genel bir süpervizyon ve süpervizörlük kursu oldu. Burada gündüzlü olarak sabah 10’dan akşam 17’ye kadar hem teorik anlatım hem pratik uygulamalarla bize genel süpervizyon ve intervizyonun ne olup olmadığı gösterildi. Burada bu konuda uzman süpervizörlerden 10-15 süpervizyon dersi alıp bunu kendimizin bulup oluşturduğu birey ve gruplara aynı şekilde verdikten sonra süpervizörlük diplomamız verildi. Bunun akabinde kendi meslek dalımız olan manevi danışmanlık, destek ve rehberlik eğitimi için görev aldığım Amsterdam VU-Üniversitede bu sahada staj yapan öğrencilere de süpervizyon dersleri verebildik. Bu derslere katılan öğrencilerde de gördüm ki kursa başlarken süpervizyon konusunda herhangi bir tecrübesi olmayan öğrenciler kursa devam ettikçe bunun düşündüklerinden çok daha farklı bir şey olduğunu gördüklerini söylüyorlardı. Aynı şeyi vaktiyle ben de hissetmiştim. Şimdi bunun teorisini, bu veya başka bir kitaptan, okuyarak öğrenip uygulamasını bir süpervizör eşliğinde, yapacak olanların da aynı şeyi hissedecekleri kanaatinde olmasam bu çalışmayı yapmaya hiç emek harcamazdım.
Allah’a şükür ki, emekli olduktan sonra bu konuya daha fazla vakit ayırma fırsatım oldu. Böylece 3-4 yıldır tekrar gözden geçirdiğim literatüre de kendi tecrübelerimi de katarak bu eser ortaya çıktı. Tek amacım Avrupa’da en az yarım yüzyıldır gerek eğitim gerek sosyal gerek psikolojik gerekse manevi hizmetler sahasında oldukça yaygın olarak öğretilip uygulanan bu yeni tip ‘tecrübeden öğrenme’ ve gelişim metodunu özellikle kendi meslek alanım olan Manevi Bakım Hizmetleri (MBH) sahasında kendi ülkemde de tanıtıp karınca kararınca yerleşmesine yardımcı olmaktır.
Umarım bu çalışma genelde insana hizmete yönelik her profesyonel meslek sahibine olduğu gibi özelde resmî kurumlarda manevi danışmanlık, destek ve rehberlik (MDR) hizmetlerini yürüten profesyonellere de küçük bir ışık tutabilir.
Öğrenmek ve öğretmek isteyenlere en içten başarılar dileğimle,
Â
Dr. Arslan Karagül,
Asistan Profesör.
Amsterdam VU-Üniversitesi Teoloji Fakültesi
Emekli Öğretim Üyesi.
İslami manevi danışmanlık, destek ve rehberlik eğitmeni,
Süpervizör.
Â
Ünye, 28 Şubat 2025
Â
Â
Â
Â
Â
Â
Â
Â
Â
Â
Â
Â
Â
SÜPERVİZYON ve İNTERVİZYON
Â
Â
Giriş: Temel sorun, içerik, ihtiyaç ve amaç
Â
Temel sorun
Resmi-gayri resmi kurum ve kuruluşlarda çalışan çok, ancak, işini profesyonelce yapabilen çok azdır. Batı’da uygulandığı şekliyle süpervizyon ve intervizyon (S&İ) eğitimi bu boşluğu doldurabilecek en etkili bir yöntemdir. Ne yazık ki ülkemizde birçok kurumun ve çalışanının Avrupa’da en az yarım asırdır uygulanan bu eğitimden haberi bile bulunmamaktadır (bkz.1.5). Örneğin, Manevi Bakım Hizmetleri sahasında bu eğitim hiç bilinmeyen bir şeydir. Bilinse de, bu sadece bir iş veya akademik çalışma kontrolü sanılmaktadır. Hâlbuki ki çağdaş dünyada artık süpervizyon ve intervizyondan kastedilen bu değildir. O halde nedir?
Süpervizyonun ve intervizyonun içerik açısından ne olup olmadığına daha sonra gelinecektir. Burada önce süpervizyon ve süpervizörlük kavramlarına bir açıklık getirmek gerekmektedir.
Â
Süpervizyon ve süpervizörlük kavramları
Â
Süpervizyon ve süpervizörlük kavramlarının ilk bakışta ne ifade ettiğinin anlaşılamamasının nedeni yabancı dilden Türkçe’ye geçmiş olan bu kavramların, terim anlamının dışında, sadece kelime anlamlarının bilinmesi ve böyle kullanılmasıdır. Örneğin Üniversitelerde lisans üstü çalışma yapan her yüksek lisans veya doktora öğrencisinin ne yaptığını ve nasıl yapacağını kontrol eden bir süpervizörü (üst-danışmanı) vardır. Burada süpervizyon akademik gözetim ve kontrol; süpervizör ise gözetici, kontrolör veya danışman anlamında kullanılır. Çünkü süpervizyon ve süpervizörün kelime anlamları aşağı yukarı budur. Ancak, bir meslek dalı olarak süpervizyon ve bir eğitici olarak süpervizörlük müstakil bir meslek dalını ifade eder. Bunun için alınacak süpervizyonun bir eğitimi, süpervizörlüğün de bir yetki diploması vardır. Halbuki yukarıdaki örnekte akademik bir süpervizyon ve süpervizörlük için özel bir eğitim gerekmez. Bunu her akademisyen zaten kendi tecrübesi ve bilgi birikimine göre yürütür. Ancak ayrı, müstakil bir meslek olarak süpervizörlüğü sadece bunun özel bir eğitimini almış olanlar yapabilir. Batı’da bu (bir iş bağlamında mesleki süpervizyon ve süpervizörlük) artık ayrı bir diplomalı meslek dalı haline gelmiştir. Burada bizim ele almak istediğimiz süpervizyon ve süpervizörlük de budur.
Bu tür bir mesleki süpervizyon ve süpervizörlük belli bir süresi ve içeriği olan bir eğitimden geçmeyi gerektirir. Birinci anlamda süpervizörlük ise bir mesleğin teknik olarak nasıl icra edilebileceğinin kontrol edilmesidir ki bunu her öğretim üyesi kendine göre yapabilir. İkinci anlamda süpervizörlük ise sadece özel bir süpervizörlük eğitimi almış olanların yapacağı bir iştir ki bu eğitimi almayanlar bunun eğitimini de veremezler. Yani mesleki bir süpervizyon veremezler. Çünkü hiç kimse almadığı bir şeyi, dolayısıyla kendinde bulunmayan bir şeyi başkasına veremez. Bu tür bir süpervizörlük meslekte kazanılmış uzun bir tecrübeyle değil, bu konuda alınmış özel bir eğitimden geçmekle elde edilir. Bu kitabın temel konusu da budur.
Â
Kavram kargaşası nedeni
Batı’da akademik süpervizyon verene de mesleki süpervizyon verene de süpervizör denir. Ancak, süpervizörlük diploması olmayana mesleki süpervizörlük yaptırılmaz. Çünkü onun vereceği süpervizyonun içeriği sadece kontrol ve gözetim değildir. Mesleki ‘öğrenme’ ve gelişimdir. Akademik kontrol veya iş rehberliği anlamındaki süpervizöre Türkçe’de danışman veya gözetimci denmektedir. Bu itibarla Türkçe’de bir iş bağlamında mesleki süpervizyon alana da verene de ayrı bir isimlendirme yapılmamaktadır. Çünkü bu sahada ayrı bir eğitim şekli oluşmamıştır. Bu nedenle Batı’da kullanılan süpervizör kavramı Türkçe’de de aynen kullanılmaktadır. Ayrıca Batı’da bu anlamda süpervizyon eğitimi alanın da bir ismi (sıfatı) vardır. Örneğin, İngilizcede süpervizyon alana süpervisee, Hollandaca süpervisant denilmektedir. Bu kitapta biz mesleki anlamda çoğu zaman süpervizör’e ‘süpervizyon veren’ ve süpervizant’a ‘süpervizyon alan’ tabirini kullansak da söylemesi ve yazması daha kolay (kısa) olduğu için Hollandaca tabiriyle süpervizyon verene süpervizör, alana ise Hollandaca’da denildiği gibi (bir harf değişikliğiyle) süpervizant demeyi tercih ettik[1]. Çünkü bu tür kısa isimlendirmeler uygulamalarda daha kullanışlı olmaktadır. Neticede bu kitap daha çok bu sahada eğitim almak isteyen profesyonellere hitap etmektedir.
Buradan da anlaşılmaktadır ki süpervizyon ve süpervizörlükte mesele sadece isim meselesi değil, içerik meselesidir. Yukarıda da değinildiği gibi insan odaklı profesyonel mesleklerde temel sorun yabancı kelime ve kavramların içeriğinin ne olduğu ve bunun tam olarak ne şekilde uygulamaya konulduğunun bilinememesidir. Bu nedenle kavram kargaşası hemen her meslekte bilinen ve ilk başta açıklığa kavuşturulması gereken bir durumdur.
Â
Türkiye’de süpervizyon ve intervizyon eğitimi
Â
Türkiye’de süpervizyon/intervizyon ve süpervizörlük eğitimi daha yeni yeni şekillenmeye başlayan bir meslektir. Manevi Bakım: Destek, danışmanlık ve rehberlik hizmetlerinde ise uygulaması henüz başlatılamamış bir meslektir. Bizim buradaki temel amacımız da sahada buna ilk adımın atılmasına vesile olabilmektir. Çünkü bu, sahadaki hizmetlerin profesyonel bir şekilde yapılabilmesinin en sağlam yoludur. Bu yola uğramadan bu mesleği yapmaya devam edenler ne kadar ağır bir yük altında kaldıklarını sonradan mutlaka hissedeceklerdir.
Â
Mesleki bir süpervizyon ve intervizyona ihtiyaç
Bu sorunu biraz daha açacak olursak: İnsan odaklı profesyonel hizmetlerde özellikle mesleğe yeni başlayanlar bir yandan kendi kişisel gelişimlerine yön vermede, diğer yandan sosyal ve mesleki uyumlarını sağlamada mesleki bir süpervizyon ve intervizyona ihtiyaç duymaktadırlar. Meslekte birkaç yıllık tecrübe kazanmış olanlar ise çoğu zaman bir yere gelip tıkanmakta, tükenmekte (burn-out) veya (profesyonellikte) yalnızlaşmaktadırlar. Bu durumda önlerine çıkan her sorunu oturup bir süpervizör veya meslektaşlarıyla konuşmaya (interviyon) çoğu zaman vakit ve fırsat bulamamaktadırlar. Verdikleri hizmete yönelik genel konularda bunu yapabilseler bile kendi içsel öğrenme ve gelişimlerine yönelik mesleki süpervizyon ve intervizyon çoğu zaman mümkün olamamaktadır. Olsa da bu sistematik bir öğrenme ve gelişim yöntemine göre yapılmadığı için tam olarak sadra şifa olmamaktadır. Bu da neticede hem yanlış kişisel tutum ve davranışlara hem de iş kalitesine yansımaktadır. Çünkü bilindiği gibi insana yönelik profesyonel hizmetlerde yapılan işin kalitesi genelde hizmet verenin kişisel ve mesleki kalitesiyle doğru orantılıdır. Bu noktada devreye sokulması gereken en uygun araç meslek öncesi veya meslek içi bir dönemde düzenli bir S&İ eğitiminden geçmektir. Bu hem kişisel hem sosyal hem de mesleki gelişim için en etkili bir yoldur. Bunun da metodu yapılan iş üzerinde içsel bir murakabe (gözlem) ve muhasebeyi, bir başka deyişle reflektif (özeleştirel) düşünceyi esas alan düzenli bir S&İ eğitiminden geçmektedir. Bu yapılabildiği takdirde profesyonel çalışan, yaptığı işte kendini devamlı bir içsel-gözetim (murakabe) ve içsel-denetime (muhasebeye) tabi tutmayı içselleştirmiş olacaktır. Batıların tanımıyla ‘refleksiyon yoluyla öğrenme’yi öğrenmiş olacaktır.
Bu nedenle süpervizyon ve intervizyonda öğrenme ve gelişebilmenin yolu devamlı bir refleksiyonu içselleştirmekten geçmektedir. Bu yapılmadığı takdirde verilen ve alınan hizmetin kalitesi devamlı düşecektir. Neticede bu durum çalışanlar için daha emekli olma zamanı bile gelmeden bitip tükenmek ve çalışma azmini yitirmek, İngilizce tabiriyle ‘burn-out’ olmaya neden olacaktır. Aynı tehlike hizmet alanlar için de söz konusudur. Kendilerine hizmet verenlerde kişisel ve mesleki hiçbir değişiklik ve yenilenme göremeyenlerde hizmet verenlere dair bir imaj değişikliği olmayacaktır.
Profesyoneller için burada tek mesele sadece bu eğitimi almak (öğrenmek) değil aynı zamanda verebilmek (öğretmek)tir. Verebilmek için de önce almak gerekmektedir. Çünkü hiç kimse almadığı bir süpervizyonu veremez. Bu nedenle bu çalışmada hem süpervizyon almanın hem de süpervizyon vermenin (süpervizörlük eğitiminin) içeriği de işlenmiştir. Ayrıca süpervizyonun başka bir şekli olan intervizyona da yer verilmiştir.
Â
Süpervizyon ve intevizyonda öğrenme yöntemi
Â
Süpervizyon ve intervizon eğitiminde temel öğrenme yöntemi, kapakta da görüldüğü gibi, mesleki çalışmada iki kademeli bir uyumu öğrenmektir. Bu da ileride görüleceği gibi genelde iç içe girmiş iki üçgenle şekillendirilmektedir. Birinci üçgende kafa, kalp ve el arasında uyum aranırken, ikinci üçgende kişi, meslek ve iş yeri arasında uyum aranmaktadır. Burada birinci kademe üçgende kafa düşünceyi, kalp duyguyu, el ise davranışı sembolize etmektedir. Ayrıca her iki kademenin de birbirine uyumu beklenmektedir. Bu iki kademe üçgenin tam ortasında ise ‘istek’ bulunmaktadır. Bu da süpervizyon ve intervizyonda öğrenme ve gelişimin ‘istek’ olmadan olamayacağını göstermektedir. Bütün bunlar da geniş toplumsal (sosyal) çevreye uyumla gerçekleşmektedir. Bu tür bir iki kademeli üçlü uyum ve istek süpervizyon ve intervizyonda öğrenmenin temel konusudur. Ayrıca daha sonra geniş bir şekilde de değinileceği gibi süpervizyon ve intervizyonda ‘öğrenme’den maksat yaparak, tecrübe ederek öğrenme ve gelişimdir. Bu tür öğrenmenin püf noktası yapılan her işte edinilen tecrübe üzerine yazılı ve sözlü refleksiyon yaparak, yazılı ve sözlü olarak refleksiyon yapmayı da öğrenmektir. Bu nedenle süpervizyon ve intervizyonda öğrenme ve refleksiyon konusunda değişik teori ve modellere yer verilir. Bir başka deyişle öğrenmeyi öğrenerek gelişim ve olgunlaşmaya çalışılır. Bunun için ‘öğrenme’ ve gelişimde sadece teorik okuma yetmemekte, bir süpervizör eşliğinde bireysel ve grup uygulamaları da yapmak gerekmektedir. Özetle mesleki süpervizyondan maksat klasik anlamda akademik veya iş kontrolü şeklinde yapılan bir süpervizyon şekli değildir. İlerleyen sayfalarda da görüleceği gibi bu, belli süre ve aralıklarla yapılan metodik öğrenmeye dayalı mesleki bir süpervizyon ve intervizyondur.
Â
Genel ve özel süpervizyon
Â
Yukarıda kısaca değinildiği şekliyle mesleki süpervizyon genel ve özel süpervizyon olarak ikiye ayrılmaktadır. Genel süpervizyonda öğrenme metotları her meslek sahibi için aynı iken, manevi destek, danışmanlık ve rehberlik gibi özel mesleki süpervizyonda işlenen konular sadece bu mesleğin uygulamalarını yapanlara özeldir. Dolayısıyla genel süpervizyonu her süpervizör verebilirken özel bir mesleğe ait süpervizyonu ancak o meslekte uzman bir süpervizör verebilmektedir.
Â
Çalışma şekli ve amaç
Â
Her iki süpervizyonda da mesleki standartlara uygun olarak belli aralıklarla, belli bir süre içinde düzenli birlikteliklerle özel bir eğitimden geçilmesi söz konusudur. Bu birlikteliklerde süpervizyon alanların kendi iş tecrübeleri (vakalar) üzerine bir süpervizör gözetiminde sistematik olarak yapılacak refleksiyon yoluyla öğrenme ve gelişimleri amaçlanmaktadır. Bir başka deyişle, buradaki ‘öğrenme’de ezbere dayalı zihinsel öğrenme yerine, yaparak yani ‘uygulamaya dayalı’ bir öğrenme söz konusudur. Bu tür bir öğrenme ise akşamdan sabaha, birkaç gün veya birkaç haftada olup bitebilecek bir öğrenme şekli değildir. Bu öğrenmede yapılan iki veya üç haftada bir ve on-onbeş beraberliklerde yapılacak yazılı ve sözlü analiz çalışmalarıdır. Bu anlamda süpervizyon ve intervizyonda temel amaç herhangi bir meslekte daha profesyonel ve fonksiyonel olarak çalışabilmenin yollarının öğrenilmesidir.
Böyle bir eğitim neticede profesyonellere kendi kendine bağımsız düşünme ve uygulamalar yoluyla hayat boyu sürekli gelişime yönelik bir çalışma tarzı sağlayacak demektir. Böyle bir yöntemle uygulama yapmayı öğrenen profesyoneller muhataplarına yardımda da aynı şekilde kendi kendine reflektif (eleştirel düşünerek) gelişim ve olgunlaşma yollarını gösterebileceklerdir. Aksi halde şu veya bu şekilde bir mesleğe başlamış ancak, kendini devamlı bir kontrol ve geliştirmekten yoksun kalmış olanların ne kedilerine ne de başkalarına gereği gibi bir faydası olamayacaktır. Bu itibarla eğitimden yönetime, hukuktan siyasete, ruh sağlığından din görevliliğine, manevi danışmanlıktan psikolojik danışmanlığa kadar her meslekte profesyonel bir şekilde hizmet edebilmenin en etkin yolu, çağdaş dünyada yapıldığı gibi, planlı ve düzenli bir S&İ eğitiminden geçmektedir.
Böylece her iş ve meslekte sıkça görülen kişisel tükenmişlik (burn-out), profesyonel yalnızlık, düşünsel tıkanmışlık, kişisel kaos ve kafa karışıklığının bir nebze önüne geçilebilecektir. Hayatın her kademesinde öğrenme ve gelişim hayatın kalitesi, hayatın kalitesi de hizmeti alanın ve verenin mutluluğu demektir.
Â
Nihai hedef
Öğrenme ve gelişim bir insanın gerek kişisel gerek sosyal gerek mesleki gerekse manevi açıdan olgunlaşmasının temel şartıdır. Bunların hepsi bir zincirin halkaları gibi birbirine bağlıdır. Uyumlu bir toplumun oluşması da bunlara bağlıdır. Çünkü eskiden de söylendiği gibi ‘fert olmadan cemiyet olmaz’. Yani kişiler gelişmeden toplum gelişemez. Kişiler değişip olgunlaşmadan toplumlar değişip olgunlaşamaz. Buradan çıkışla varılacak sonuç şudur: Topluma hizmet edenlerin kişisel, sosyal, mesleki (profesyonel) ve manevi çalışma kalitesi yükseltilmedikçe iş kalitesi de yükseltilemez. Bu nedenle süpervizyon ve intervizyon eğitimi temelde bir kalite yükseltme eğitimidir. Bu çalışmada bunun nasıl yapılabileceği anlatılmaktadır.
Şahsi amaç
Bu çalışmadaki şahsi amacım, başlangıçta da belirtildiği gibi, şahsen Avrupa’da kaldığım yıllarda uzun bir süre resmî kurumlarda Müslüman Manevi Bakım Görevlisi olarak çalışırken alma fırsatı bulduğum süpervizyon, intervizyon ve süpervizörlük eğitimini başta kendi meslektaşlarıma karınca kararınca kendi memleketimde de tanıtmaktır. Çünkü Hollanda’da uzun yıllar edindiğim mesleki tecrübeden sonra anladığım o dur ki ne Türkiye’de ne de diğer İslam ülkelerinde kendi saham açısından gördüğüm kadarıyla, Avrupa’da uygulandığı şekliyle bir S&İ eğitimi bulunmamaktadır.
Süpervizyon adı altında yapılanlar ise, yukarıda da değinildiği gibi, daha çok akademik seviyedeki çalışmaların danışmanlığını yapmakla ilgilidir. Bu da genelde akademik yazım usulü ile ilgili teknik bir kontrolden öteye geçmemektedir. Halbuki iş kalitesinin yükselmesine yönelik süpervizyon ve intervizyon eğitimi profesyonel çalışanların olduğu kadar kurumların da menfaatinedir. Çünkü bu, netice itibariyle personelin verimlilik kalitesine önemli bir katkı sağlayacaktır. Bunun içindir ki Batı’da hemen her kurum, personelin iş kalitesini yükseltmek için bu gibi eğitimlere özel bütçeler tahsis etmektedirler. Bu nedenle de Batı’da özel bir meslek haline gelmiş bulunan süpervizyon/intervizyon ve süpervizörlük eğitimi hakkında yazılmış onlarca kitap ve akademik araştırma mevcuttur.[2] Aşağıda bu çalışmalara dair birkaç kaynak eser örnek olarak verilmiştir. Ayrıca Batı’da bu iş için kurulmuş ülkesel eğitim ve kalite kayıt merkezleri de bulunmaktadır[3].
Â
Birkaç kaynak eser
Â
Süpervizyon ve intervizyon konusunda Türkçe eserler yok denecek kadar az olduğu için bu konuda yabancı dilde yazılmış birkaç eser örnek olarak verilecektir. Bunların başında Frans Siegers tarafından yazılmış olan 800 sayfalık HANDBOEK SUPERVİSİEKUNDE (SÜPERZVİZYON SANATI EL KİTABI) isimli çalışma gelmektedir. Genel süpervizyon konusunda bu eser Hollandaca en temel (standart) bir eserdir (2002)[4]. Bunun yanında son zamanlarda Marjo Boer vd.tarafından redaksiyonu yapılmış (2015), 38 uzman süpervizör tarafından (Hollandaca/Flemenkçe) yazılmış bulunan: SUPERVİSİE KUNDE. Meerperspectivisch (Birçok açıdan SÜPERVİZYON SANATI) isimli 700 sayfalık bir çalışma da temel bir eser olarak zikredilebilir.
Genel süpervizyon konusunda ders kitabı olarak okutulan daha küçük hacimli (Hollandaca) iki eserden biri Willemine Regouin’nun SUPERVİSİE. Gids voor spervizanten (Süpervizyon. Süpervizant rehberi) isimli (Hollandaca) kitabıdır. Diğeri ise Nel Jagt’ın (vd.) SUPERVİSİE. Praktisch gezien, kritisch bekeken (SÜPERVİZYON. Pratik görüş, kritik bakış) isimli eseridir.
Aynı konuda İngilizce bir eser olan Kaslow, Florence Whiteman’ın (1977). Supervision, Consultation, and Staff Training in the Helping Professions (Süpervizyon. Danışmanlık ve profesyonellere yardımda personel eğitimi) adlı eseri de zikredilebilir.
Daha özel bir meslek olan Manevi Bakım: danışmanlık, destek ve rehberlik sahasında ise ilk etapta Jane Leack vd.tarafından İngilizce olarak yayınlanmış ancak Hollandacaya da çevrilmiş bulunan PASTORAL SUPERVİSİON. A HANDBOOK ( PASTORAL SÜPERVİZYON. BİR EL KİTABI) isimli kitabı örnek gösterilebilir.[5] Daha fazlası bu kitabın sonundaki literatür listesinde de görülebilir.
Â
Tarihi ve mesleki görev
Â
Bu eserleri burada zikretmekten maksadımız konunun ciddiyetini ve Batı’da bu konuya verilen önemi göstermek içindir. Gerek genel süpervizyonda gerekse Manevi Bakım Hizmetlerindeki mesleki süpervizyonda kullanılan bu gibi temel eserler oldukça önemlidir. Bunların burada her birinin içeriğine girmek mümkün değildir. Bunların yanında süpervizyon konusunda Batı dillerinde yazılmış daha birçok kitap ve makale bulunmaktadır. İntervizyon konusu ise genellikle süpervizyona ait eserler içinde işlenen bir konudur. Ayrıca bu konular aynı zamanda üzerinde doktora çalışmaları yapılmış ve halen de yapılabilecek konulardır.
Bizim burada yapmak istediğimiz ise yukarıda da değinildiği gibi bu mesleği Türkiye gibi Müslüman ülkelerde de tanıtmak açısından bu eserlerin ışığında yapılan küçük bir telif çalışmasıdır. Bu nedenle bu çalışmamızda sık sık bu kaynaklara atıflar yapılmıştır. Bu tür çalışmalar pratikte yapılacak uygulamalarla kendi kültürümüze has olarak daha da geliştirilebilir. Nitekim Batı dillerinde yazılmış eserler de zaten uzun tecrübe ve uygulamalar neticesinde o kültür içinde geliştirilerek ortaya konulmuştur. Bizde bu konuda yapılan uygulama ve araştırmalar yok denecek kadar az olduğu için bu sahada geniş çaplı eserler (tercüme de olsa) piyasada pek görülmemektedir. Bunun çözümü kişisel çalışmalardan daha çok kurumsal yatırımlardadır. Çünkü bu tür hacimli eserlerin tercüme ve basım masraflarının kişisel olarak üstlenilebilmesi zor bir şeydir. Bu, ancak MEB, DİB veya Diyanet Vakfı gibi kâr amacı gütmeyen kurumlar tarafından yapılabilir/yaptırılabilir. Şimdilik bizim gibilerin yapabileceği şey bu gibi eserleri gözden geçirerek telif eserler sunabilmektir.
Bu maksatla burada bu çalışmanın birinci bölümünde genel mesleki süpervizyon ve intervizyonun içeriği işlenmiş bulunmaktadır. İkinci bölümde ise, daha önce geniş bir şekilde işlenmiş ve yayınlanmış bulunan: Resmi kurumlarda profesyonel Manevi Bakım Hizmetleri (A.Karagül, 2020) konusuna süpervizyon ve intervizyon bağlamında kısaca bir göz atılmış ve son bölümde ise gerek genel, gerekse özel (MDR) süpervizörlük eğitimine açıklık getirilmiştir.
[1] Türkçeleşmiş şekliyle süpervizant olarak yazılan bu kelime Hollandaca’da süpervisant olarak yazılır.
[2] Hollandalı tanınmış bir süpervizör ve eğitimci olan Louis Van Kessel yaptığı bir literatür listesi çalışmasında 1950’den 1971’e kadar Hollanda’da süpervizyon konusunda yazılmış 246 değişik literatür olduğunu bildirmektedir. Bu tarihten sonra bu konuda yazılanların listesi ise sayfalar boyu uzamaktadır (135 sayfa).bkz. https://adoc.pub/supervisie-en-verwante-begeleidingsvormen-een-thematisch-geof26530678819590b9380f576aa93e7a924542.html, erişim 15 Şubat 2022.
[3] Örneğin Hollanda’da Manevi Bakım Görevlilerinin kaydolmak zorunda olduğu ülkesel bir mesleki dernek (VGVZ.nl) ve buna bağlı bir de kalite kayıt merkezi (SKGV.nl) bulunmaktadır.
[4] Bu kitap Siegers’in bu konuda 2002’de yayınlan ikinci temel eserdir. İlki 1983’de D.Haan ile beraber yazdığı Handboek supervisie (Süpervizyon el kitabı) isimli eserleridir.
[5] Bkz. Literatür listesi: Leach, Jane and Michael Paterson (2015).
Â
Â
                  ‎
Not: Tamamı 160 sayfa olan bu eser (Süpervizyon ve intervizyon) henüz yayınlanmamış olduğundan eğitime katılmak isteyenlere dijital olarak (PDF) gönderilebilecektir. Eğitim programı hakkında biraz daha geniş bilgi için yan taraftaki PAK ÖZEL EĞİTİM MERKEZİ tanıtımına bakılabilir.
isteme adresi: arslankaragul@hotmail.com